zeigarnik nedir
Patrick Fore

Zeigarnik Etkisi Nedir, Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Lisede ya da üniversitedeyken girdiğiniz ve çok da iyi geçmeyen o sınavı yıllardır rüyalarınızda neden tekrar tekrar gördüğünüzü hiç düşündünüz mü? Peki, sizce bu durumun zihninizde o sınavı bitiremiyor olmanızla ilgisi olabilir mi? Sadece yarısını okuyup bıraktığımız bir kitabın, devamını getiremediğimiz bir filmin ya da biz hiç beklemezken aniden biten ilişkilerimizin hafızamızda daha taze kalabilmesinin bilimsel bir ismi var: Zeigarnik etkisi. Psikolojide “yarım kalmışlık sendromu” ismiyle de anılan bu kavram, hayat boyu edindiğimiz tecrübelerden nihayete erdiremediklerimizi neden daha sık hatırladığımızı açıklıyor.  

Zeigarnik Etkisi Nedir?

Güne başlarken hazırladığınız yapılacaklar listesinde yanına tik atamadığınız tek bir iş, günün sonunda sizi uyutmuyor olabilir. Radyoyu kapattığınızda henüz bitmemiş olan şarkı gün boyu dilinizden düşmediği gibi siz başka düşüncelerle meşgulken bile zihninizde dönüp durabilir. Oysa belki saatlerce çalan o radyodan onlarca şarkı duydunuz veya yapılacaklar listenizdeki işlerin büyük bir kısmını tamamladınız. Bitirdiğiniz işlerden keyif almak yerine yarım kalanlar yüzünden kendinizi huzursuz, gergin hatta yetersiz hissediyorsanız kendinize haksızlık etmeyin.

İnsan zihni; bitmiş, tamamlanmış, bir sonuca varmış eylem ve durumlara kıyasla yarım kalanları kolayca hatırlamaya daha meyilli.

Bu yüzden markette bulamadığınız o tek ürün, tüm alışveriş keyfinizi kaçırabiliyor ya da merak uyandıran bir sahnede biten dizinin sonraki bölümünü iple çekiyorsunuz. Bu durumu tamamen bir rastlantı sonucu fark eden, ardından da çok sayıda deney yaparak doğrulayan Rus psikolog ve psikiyatrist Bluma Wulfovna Zeigarnik; tespitine “Zeigarnik etkisi” adını vermiş.

Zeigarnik etkisini “zihnimizin tamamlanmayan işleri ya da yarım kalan yaşanmışlıkları, tamamlananlara göre daha kolay hatırlayabilmesi” şeklinde açıklayabiliriz. 

Zeigarnik Etkisi Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Bluma Wulfovna Zeigarnik; tamamlanmayan eylem ya da anıları daha kolay hatırladığımızı, gittiği bir restorandaki garson sayesinde keşfediyor. 1920’li yıllarda Zeigarnik, doktora yaparken tez danışmanı olan Amerikalı psikolog Kurt Lewin’in de aralarında bulunduğu bir grup psikolog ile Berlin Üniversitesinin restoranına yemeğe gidiyor. Bu sırada oradaki bir garson dikkatini çekiyor. Siparişleri herhangi bir yere yazmadan alan ve eksiksiz servis eden garson, onların bulunduğu masaya yaklaşınca Zeigarnik, tüm siparişleri nasıl aklında tutabildiğini soruyor. Garson ise tamamladığı her siparişi hafızasından sildiğini, böylece sonrakileri daha kolay hatırlayabildiğini söylüyor.

Zeigarnik, restorandaki bu olaydan sonra konu üzerine araştırma yapmaya karar veriyor. Farklı yaş gruplarındaki yetişkin ve çocukları bir araya getirerek çeşitli deneyler yapıyor. Bir grup denekten ellerindeki boncukları, onlara verilecek renk sırasına göre bir ipe dizmelerini istiyor ama bazı dizilimlerde denekleri engelleyerek onların işi yarım bırakmalarına sebep oluyor. Daha sonra deneklere hangi renk dizilimlerini hatırladıklarını sorunca engellenenlerin daha fazla hatırladıklarını görüyor. Başka bir deneyde tamamlayamadıkları işleri olan deneklere bir roman okumalarını ve hatırladıkları tüm detayları anlatmalarını söylüyor ama denekler, zihinleri yarım kalan işle meşgul olduğundan okudukları romana odaklanamıyor. Yine yarım bıraktıkları iş yüzünden odaklanma problemi olan başka bir denek grubuna o işi nasıl tamamlayacaklarıyla ilgili plan yapmaları için izin veriyor. İşin kalanını nasıl tamamlayacaklarına karar veren denek grubu, iş hâlâ yarım olsa da okudukları romana daha fazla odaklanabiliyor. 

Zeigarnik, başka bir deneyde katılımcılardan bulmaca çözmelerini istiyor ama bir grup katılımcı, bulmacayı tamamlayamamaları için çalışma boyunca sabote ediliyor. Diğer katılımcılar ise gayet uygun şartlar altında bulmacayı tamamlayıp teslim ediyor. Deneyin ardından tüm katılımcılarla bireysel görüşmeler yapılarak onların bulmacaya dair hatırladıkları tüm detaylar öğreniliyor. Bu çalışma da görevini tamamlayamayan kişilerin, tamamlayabilenlere oranla %90 daha fazla detay hatırladığını doğruluyor. Tüm bu deneyler, Zeigarnik etkisinin temelini oluşturuyor.

1980’li yılların başında psikolog Kenneth McGraw da deney grubu oluşturarak katılımcılardan bir yapbozu tamamlamalarını istiyor, karşılığında ise onlara bir miktar para vadediyor. Çalışma sırasında katılımcılar çeşitli müdahalelerle engelleniyor, yapbozlar tamamlanmadan çalışma bitiriliyor ve katılımcılara vadedilen para ödendikten sonra psikologla ekibi çalışma alanından ayrılıyor. Buna rağmen katılımcıların alandan ayrılamayıp yapbozları tamamlamaya çalışmaları da yarım bırakılan işlerin insan zihninde yarattığı baskıyı ortaya koyuyor. 

Zeigarnik Etkisinin Zihin Sağlığı Üzerindeki Etkileri

Zeigarnik etkisinin insan zihnindeki hâkimiyetini, günlük yaşamın pek çok noktasında gözlemleyebiliyoruz. Merak uyandıran haber başlıkları, izlerken kesin mesajlar çıkaramadığımız film ve dizi fragmanları, kitap tanıtımlarındaki kısa alıntılar, reklamlardaki kısacık sloganlar; tamamen insan zihnindeki tamamlama dürtüsünden faydalanarak hafızada yer edinmek amacıyla hazırlanıyor. Bu yarım kalan bilgi, iş, ilişki ve yaşantıları tamamlama dürtüsünün farkında olmak; itici bir güç doğurabiliyor. Bu sayede görevlerimizi yerine getirmek, işlerimizi vaktinde tamamlamak, elimize aldığımız her kitabı bitirmek, başladığımız her filmin finalini görmek, ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sonlandırmak istiyoruz. Ancak aksi olduğunda Zeigarnik etkisi; odaklanma becerilerimizi, ruh hâlimizi ve davranışlarımızı önemli ölçüde etkileyebiliyor. Eksik yaptığımız ya da bitiremediğimiz bir işin yarattığı stres ve kaygı; gerginlik, huzursuzluk veya öfkeye sebep olabiliyor. Bitmek bilmeyen bir akademik tez ya da proje, tüm yorgunluğumuza rağmen uykularımızı kaçırabiliyor. Sandığımız kadar derin duygular beslemesek bile aniden biten bir ilişkinin ardından çok uzun süre mutsuz hissedebiliyor, sürekli düşünmekten mental yorgunluğa sürüklenebiliyoruz. Tüm bu olumsuz hisler, hayatın rutin akışını yavaşlatıp bizi çevremizden kopuk bir ruh hâline itebiliyor. Peki, Zeigarnik etkisinden nasıl kurtulabiliriz?

Zeigarnik Etkisinden Kurtulma

Geçmişte yarım bıraktığınız bir eylem veya öyküyü bugüne taşımak, hayatınız boyunca yaşam enerjinizi olumsuz etkileyebilir.

Çin’deki felsefi öğretilerde önemli bir yeri olan Yin Yang kuramında da anlatıldığı gibi yaşam, ancak zıtlıkların arasındaki denge sayesinde mümkün olabilir.

Başarı ve başarısızlık, hüzün ve mutluluk, geçmiş ve gelecek birbirini kusursuz bir biçimde tamamlar. Siyahı da beyazı da kabul etmek gerekir. Her ne kadar zihniniz yarım kalanları görmeye daha meyilli olsa da başardıklarınıza da sırtınızı dönmemeli ve kendinizi takdir edebilmelisiniz. Öğrencilik hayatınız boyunca yüzlerce sınava girdiğinizi, başardıklarınız sayesinde mezun olduğunuzu hatırlayın. Sonuca ulaştırdıklarınıza, tamamlanmış olanlara odaklanarak onlardan keyif almayı deneyin. Yine de kötü geçen o sınavı geride bırakamıyorsanız geçmişe özlem duymanın, onun olumlu ya da olumsuz hatıralarını taze tutmanın ve geçmişte yarım kalanları hatırlayarak hüzünlenmenin çaresi; anda kalmak olabilir.

İçinde bulunduğunuz anın farkına varabilir, çevrenizde ve zihninizde olup bitenleri görebilirseniz Zeigarnik etkisinden kurtulmanız da mümkün olabilir.

Bunun için dilerseniz meditasyon ve yogadan yardım alabilirsiniz. Çeşitli meditasyon teknikleriyle farkındalığınızı geliştirebilir, üzerinizdeki stres ve kaygıyı azaltabilirsiniz.

Meditasyon hakkında daha detaylı bilgi almak için “Meditasyon Nedir, Meditasyon Çeşitleri Nelerdir?” isimli içeriğimizi de okuyabilirsiniz.

Daha Fazla İçerik
dopamin detoksu
Dopamin Detoksu Nedir, Nasıl Uygulanır?