derdini paylaşan birine ne denir
Roberto Nickson

Sizinle Bir Derdini Paylaşan Birine Ne Demelisiniz? & Ne Dememelisiniz? 

Hepimiz zaman zaman sorunlar yaşarız. Bazıları büyük, bazıları küçük, bazıları zamanla çözülen bu sorunları paylaşmak, açığa çıkarmak ve belki de anlaşılmayı umarak, duyulduğunu hissetmek için bunu birine söyleme ihtiyacı duyabiliriz. Ancak bu paylaşım, bazen bizi hafifletmek yerine sadece hayal kırıklığına uğratır. Bu hayal kırıklığının nedeni ise genelde karşımızdaki kişinin hızlı bir tavsiye vermesi, benzer bir durumda ne yaptığı hakkında bir hikaye anlatması, teselli etmesi veya yaşadığımız sorunu önemsiz olarak etiketlemesidir. Bunun arkasında yaşadığı sorunu anlatan kişinin üzüntüsünü gidermek, ona yardım etmeye çalışmak için son derece iyi bir niyet olsa da bunun aslında çoğu durumda bir faydası olmuyor. 

Çünkü bu tür bir paylaşımda çoğunlukla (dinleyen taraftaysanız) sizden durumu çözmeniz istenmiyor. Sebep ne olursa olsun, sadece birine açılmak daha az çaresiz hissettirir. Paylaşmak, bizi dinleyen, anlayan, yaşadıklarımızı anlayışla karşılayabilecek birine sahip olmayı istemek insanın doğasında var. İnsanlar, yalnız olmadıklarını bilmek ister, özellikle de onları üzen bir sorun yaşadıklarında. Birinin ne kadar incindiğimizi kabul etmesini ve daha iyi hissetmemize ihtiyaç duymadan veya beklemeden olduğumuz gibi olmamıza izin vermesini istiyoruz. Bu nedenle bu tür bir durumla karşı karşıya kaldığınızda, ilk aşamada karşınızdaki kişiye doğru ve şefkatli bir şekilde yanıt vermek, sorunu çözmekten daha önemli. Bunu kolaylaştıran ve zorlaştıran yaklaşımlara biraz daha yakından bakalım…

Sizinle derdini paylaşan kişiye ‘sadece dinlememi mi istersen, yoksa sorunu çözmek için destek ister misin?’ sorusunu yöneltebilirsiniz. Bu soru sayesinde aslında karşınızda kişinin nasıl bir destek istediğinin farkına varabilirsiniz.

Bazen kişilerin sorunu çözmek için desteğe, bazen ise sadece dinlenilmeye ihtiyacı vardır. Ve dinlemek kişiler arasındaki en değerli paylaşım şeklidir. Bu değerli paylaşımı doğru bir şekilde yönetmek için neler yapabilirsiniz, gelin birlikte inceleyelim.

Önemsiz olduğunu söylemeyin
Yaşadıklarını onun açısından anlamaya çalışın.

Herkes, yaşadığı acıyı farklı şekilde karşılar. Bir başkasından çok daha fazla üzüntü yaşamış olmanız, karşınızdakinin acısının daha az ya da daha az gerçek olduğu anlamına gelmez. Bunun yerine, onlarla empati kurun ve durumları hakkında nasıl hissettiklerini gerçekten dinlemeye çalışın.

Çok duygusal olduklarını söylemeyin
Hislerini paylaşmaları için rahat bir alan sunun. 

Bir kişi zorlu durumlardan geçerken aşırı duygusal ve daha az mantıklı olabilir, ancak bu bize onları hemen eleştirme ve onlara çabucak mantıklı seçenekleri gösterme hakkı vermez. Bunun zamanı var. Karşınızdaki kişi zor bir durumdan geçerken, hissettikleri tüm duyguları yaşamalarına ve dışarı atmalarına izin verin, böylece daha sonra sorunun çözümü üzerinde durmak çok daha kolay olur. Ancak başlangıçta mantık biraz bekleyebilir.

Neyi yanlış yaptıklarını söylemeyin
Sadece dinleyin ve empati kurmaya çalışın. 

Çoğu zaman, bir sorunla karşılaştıklarında, onları o özel durumda sonlandıran neyi yanlış yaptıklarını zaten bilirler. Bu noktada dinlemek, empati kurmak ve o kişiye güvence vermek en doğrusu olur.

Bir şeyleri düzeltmek için zorlamayın
Yardıma ihtiyaçları olup olmadığını sorun. 

Bu muhtemelen dinleme sanatı söz konusu olduğunda altın kurallardan biridir. Sorunları hakkında konuşurken, kişi temelde sadece durumlarıyla ilgili düşüncelerini ve duygularını açığa vurmak ister. Bu noktada sorunu düzeltmek birincil odak noktası değildir.

Bu cümlelerden kaçının 

X “Olumlu düşünmeyi” öğütlemek.

X Tavsiye vermek:
“Yapman gereken şu…” / “Şunu şöyle yapmayı düşündün mü?”

X Duyguları küçümsemek:
“Üzülmenin faydası yok” / “O kadar da kötü değil” / “Neşelen!”

X Acıyı bastırmak:
“Benim de başıma geldi.” / “Şu şekilde çözdüm…” 

X Zorlamak:
“Devam et” / “Bırak gitsin” / “Bunu aşmanın zamanı gelmedi mi?”

X Acıyı önemsizleştirmek veya kıyaslamak:
“Başka insanlar … … gibi sorunlar yaşıyor.”  

Bu cümleler karşınızdaki kişiyi iyi hissetirebilir

✓ Nasıl hissettiğini sormak.

✓ Sarılmak veya elini tutmak. (Fiziksel temastan rahatsızlık duymadığına eminseniz.) 

✓ Acısını anlamak:
“Bu senin için zor olmalı, seni anlıyorum.”

✓ Empati kurmak:
“Duygularını hissedebiliyorum” / “Kızmakta haklısın” 

✓ Rahat bir alan sunmak:
“Bunun hakkında konuşmak ister misin?”
“Şuan hazır değilsen anlatmak zorunda değilsin, sadece yan yana durabiliriz.” 

✓ Destek olmak:
“Yardım etmek için yapabileceğim bir şey var mı?”

Daha Fazla İçerik
HIV ve AIDS farkındalığı
HIV ve AIDS’e Dair Farkındalık Kazanarak Ayrımcılık ve Sosyal Damgalamalara Karşı Mücadele Edebiliriz