Sanskritçe’de “zehir” anlamına gelen Klesha, bir kişinin aydınlanmaya ulaşmasını ve Samsara’dan özgürleşmesini güçleştiren engelleri ifade ediyor. Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda Klesha’lar ruhsal gelişimin önündeki engeller olarak tanımlanıyor. Klesha’ları aşmanın yolları ise meditasyon ve pranayama yani nefes egzersizleri gibi bilinci ve farkındalığı yükselten uygulamalardan geçiyor.
Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda tüm acıların kaynağı olarak gösterdiği 5 Klesha’yı ve tanımlarını ‘Ruhsal Yolda İlerlemenin Önündeki Engeller: 5 Klesha’ yazımızda bulabilirsiniz.
Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda tüm acıların kaynağı olarak gösterdiği 5 Klesha’nın üçüncüsü Raga’dır.
Patanjali’nin Yoga Sutraları’nda raga şu şekilde anlatılır:
2.7 sukha-anuśayī rāgah
Bağlılık, zevk veren deneyimlerle özdeşleşmeyi takip eden şeydir. (Swami Satchidananda) / Bağlanma, zevkli deneyimlere tutunmaktan doğar. (Jaganath)
Raga yani zevke olan bağlılık, bitmek bilmeyen zevk arayışı ve doyuma tutunma halini ifade ediyor. Raga, zevke bağımlılık yaratan arzuların tümüdür. Maddi nesnelere, ilişkilere, statüye, güce veya gelişmemiş diğer arzulara işaret eder. Bireyi, konfor alanından çıkmaktan caydırarak benliğinin daha yüksek seviyelerine ulaşmasının önünde engel yaratır.
Arzular, yaşam deneyiminin bir parçasıdır ancak onlarla ne yapacağımıza dair bulunduğumuz tercihler bu arzuların içimizde nasıl kökleneceklerini belirler. Eğer, bizi çok mutlu ettiği için arzularımıza çok fazla bağlı hale gelirsek bu arzular gerçekleşmediğinde acı ve üzüntü hissederiz.
Başka bir deyişle, hazzın geçici olduğunu kabullenmez ve şimdiki andan, anın getirdiklerinden mutluluk duymazsak, bu acıya neden olur.
Mutluluğumuzun sadece dış faktörlere bağlı olduğuna inanmak bir yanılsamadır. Dış faktörlerin yok olma veya elimizden alınma ihtimali endişe yaratır ve bu nedenle onlara daha da bağlanırız. Bu tür güçlü bağlılıklar güvensizlik, anksiyete ve korku yaratır.
Keyifli deneyimlere duyulan sürekli arzu, kontrolsüz alışkanlıklar ve bireyin kendi özünü görmesini engelleyen bir körlükle sonuçlanır. İstediğimizi elde edemediğimizde acı çekeriz. İstediğimizi elde ettiğimizde, zevk hissi bir süre sonra kaybolur ve zevk arayışımıza tekrar başlayarak sonsuz bir döngü içinde kapana kısılı kalırız.
Yogada raga, arzuların, maddi nesnelerin, becerilerin veya zihinsel durumların peşinden koşma sebebidir. Raga’nın zıttı dvesha’dır (tiksinme) ve bu ikisinin birbirini tetiklediği belirtilir; raga ve dvesha, doğum ve ölüm döngüsüne bağlı zihin durumunu temsil eder.
Yoga, raga karşısında kabullenme yoluyla elde edilebilecek tarafsızlığı ve bağlanmamayı öğretir. Zihin raga ve dvesha arasında kontrolsüzce hareket etmeyi bırakmalı ve böylece dengeye ve özgürlüğe ulaşmalıdır. Yoga, gerçek mutluluk için ihtiyaç duyduğumuz her şeye halihazırda iç dünyamızda sahip olduğumuzu hatırlatır. Bu farkındalık, mutluluk için dış faktörlere ve maddi unsurlara aşırı derecede bağlanmaktan korur.
Ayrıca Patanjali’nin Yoga Sutra’larında geçen 8 basamağı incelemek için ‘Yoga Felsefesinin Kurucularından Patanjali’ye Göre Yoga’nın Sekiz Basamağı ve Birlik Yolu‘ yazımızı okuyabilirsiniz.