Bilim insanları; yaşlanmayı, “doku ve organların fonksiyonlarında azalma ve hastalığa karşı duyarlılığın artması” şeklinde tanımlıyor. Bu klinik tanımlama, yaş alma sürecini her sene artan sayılara indirgiyor. Dolayısıyla yaşlarına rağmen genç görünen insanlarla karşılaşmak, gizem uyandırıyor. Merak yaratan bu durum, “Bedeni içten dışa doğru yenilemenin bir yolu olabilir mi?” sorusuna da neden oluyor. Uzun yıllar boyunca süren klinik çalışmalar, bu sorunun cevabını DNA’da buluyor. Bilim insanlarına göre yaşlanma bulmacasının anahtarı telomerlerde yatıyor. Peki, tıp dünyasını ölümsüzlük iksirini bulmuşçasına heyecanlandıran telomer nedir? Sağlıklı yaş almanın sihrini barındıran telomer nerede bulunur?
Telomer Nedir?
DNA’yı hasardan koruyan kromozomların uçlarında yer alan kapaklara telomer ismi veriliyor. Bu küçük ancak oldukça önemli kapakların boyu, yaşlanmanın hızını etkiliyor çünkü hücreler, ortalama olarak 50 defa bölündükten sonra bölünme yeteneklerini kaybediyor. “replikatif yaşlılık” olarak adlandırılan bu kayıp, telomer kısalmasından kaynaklanıyor. Telomerler, her bölünmeyle biraz daha kısalırken bu noktada devreye telomeraz ve telomeraz enzimi giriyor.
Telomeraz enzimi, telomer uzunluğunun korunmasını sağlıyor. Böylelikle hücre her bölündüğünde bir miktar kısalan telomerik uçlar, telomeraz enziminin başlattığı reaksiyon sayesinde yeniden sentezleniyor. Yani telomeraz, kromozom uçlarına ek telomer dizileri ekleyerek telomer kısalmasını önlenmeye çalışıyor.
2009 yılında Prof. Dr. Elizabeth Blackburn ve ekibine Nobel Ödülü kazandıran bu keşif, yüksek telomeraz aktivitesinin hücresel yaşlanmayı geciktirdiğini gösteriyor.
Uzun Telomerlerin Hayatımıza Etkisi
Her ne kadar telomer uzunluğu daha çok yaşlanmayla ilişkilendiriliyor olsa da aslında bütünsel olarak yaşam kalitesini etkiliyor. Kronik hastalıklar ve yaşlanmanın getirdiği rahatsızlıklar çoğaldığında yaşam kalitesi düşüyor ve bu durum, aynı zamanda farklı hastalıklara elverişli bir ortam hazırlayabiliyor. Dolayısıyla kaliteli bir yaşam için telomer uzunluğunu korumak gerekiyor.
Genetik uzmanı Richard Cawthon da telomer uzunluğu üzerine çalışmalar yapan bilim insanları arasında yer alıyor. Özellikle Utah Üniversitesindeki ekip arkadaşlarıyla yaptığı bir çalışmanın sonuçları oldukça dikkat çekici. Buna göre Dr. Cawthon, katılımcıları telomer uzunluklarına göre iki ayrı gruba ayırıyor.
Çalışmanın sonunda daha uzun telomerlere sahip olan katılımcıların kısa telomerlere sahip olanlardan daha uzun yaşadığı gözlemleniyor.
Çalışmasıyla telomerler uzunluğunun insan ömrünü beş yıl uzatabildiğini keşfeden Dr. Cawthon, telomer kısalmasının tamamen durması hâlinde insan ömrünün 10 hatta 30 yıla kadar uzatılabileceğine inanıyor. Elbette bu noktada hücre yaşlanmasına zihinsel, davranışsal ve çevresel birçok faktörün etki edebildiğini göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Konu üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, kişinin telomer uzunluğu üzerinde bir miktar kontrol sahibi olabileceğini gösteriyor. Bu yüzden telomeraz enzimini baskılayan yaşam seçimlerini fark etmek, çok büyük önem taşıyor. Böylece matematiksel yaş alma sürecinden bağımsızlaşarak yaşlanmayı geciktirmek ve genç yaş almak mümkün olabiliyor.
Telomer Kısalması Nasıl Engellenir?

Prof. Dr. Elizabeth Blackburn ile çalışmalar yaparak Telomer Etkisi kitabını yazan Psikolog Dr. Elissa Epel, telomer kısalığının pek çok değişkene bağlı olabileceğini belirtiyor. Bu değişkenlerin arasında başta stres olmak üzere düşük antioksidan değerleri ve bel çevresinde artan yağlanmanın yer alabileceğinin altını çiziyor. Epel, ayrıca kalp ve zihin sağlığı için iyi olan her şeyin telomer kısalığını engellediğini de söylüyor.
Sağlıksız yaşam alışkanlıkları ve kötü çevresel koşullar ise telomer kısalmasına doğrudan etki ediyor. Bu karanlık tabloyu yine Blackburn ve ekibinin çalışmaları aydınlatıyor. Telomer Etkisi isimli kitapta belirtilene göre üç ay kadar kısa bir sürede yapılan kapsamlı yaşam değişikliği, telomerleri %30 oranında uzatabiliyor. Bu yüzden telomerlerin kısalmasını engelleyerek güzel yaş alma sürecine geçiş yapabilmek için bugünden farkındalıklı seçimler yapmak gerekiyor. Böylece sağlıklı yaşam süresi uzatılırken yaşlanmanın hayat kalitesi üzerindeki olumsuz etkileri azaltılabiliyor.
Telomerler Nasıl Uzatılır?
Beslenme
Daha iyi yaşamanın yollarından biri, elbette sağlıklı beslenmek. Paketli ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak daha bilinçli tercihlerle yeni bir beslenme biçimine geçmek gerekiyor. Literatüre sağlıklı beslenmenin en iyi modellerinden biri olarak giren Akdeniz tipi beslenme, telomer diyeti olarak tercih edilebiliyor. Akdeniz diyetinin telomer uzunluğuna potansiyel etkisi antienflamatuar ve antioksidan içeriğinden kaynaklanıyor. Yapılan bir çalışma; sebze, baklagiller, fındık benzeri yağlı tohumlar, rafine edilmemiş tahıllar ve meyve ağırlıklı beslenme şeklinin telomer uzunluğunu artırdığını gösteriyor. Bu gıdalar, telomer uzatan besinler olarak değerlendirilebiliyor.
“telomer içeren besinler” şeklinde bir kategori bulunmasa da B, C ve E vitaminleri; telomerleri uzatıyor. Bu nedenle söz konusu vitaminleri yüksek oranda içeren meyve, yeşil yapraklı sebze ve baklagillerin beslenme düzenine dahil edilmesi gerekiyor. Telomer uzatan bitkiler için de aynı yaklaşımı sürdürerek onların antioksidan ve antienflamatuar içeriğine odaklanmak gerekiyor.
Yoga ve Meditasyon
Yaşam tarzını iyileştirmek, daha kaliteli bir hayat sürmeye yardımcı olabiliyor. Epigenetik bilimi, özellikle zihin ve beden bağlantısına vurgu yaparak genetik özellikler dışında yaşam koşullarının da varoluş süresini etkileyebildiğine dikkat çekiyor. Buna göre bireysel refahı artırmak için yoga ve meditasyon yapmak, aynı zamanda telomer sağlığına da etki edebiliyor. 2016 yılında yapılan bir çalışma, meditasyonla artan farkındalık arasındaki pozitif korelasyonun telomeraz aktivitesine katkısını gösteriyor. Benzer şekilde yoga asana’ları üzerine yapılan bir çalışmaya göre yoga pratiği, telomer uzunluğunu artırabiliyor.
Fiziksel Hareketlilik
Düzenli egzersiz yapmak, vücudumuzdaki serbest radikal dengesinin bozulmasıyla meydana gelen oksidatif stres başta olmak üzere pek çok açıdan fayda sağlıyor. Fiziksel hareketlilik ile telomer uzunluğu arasındaki ilişkiyi araştıran bu çalışmaya göre egzersiz seviyesi telomer uzunluğuna etki edebiliyor. Buna göre diğer katılımcılara kıyasla daha fazla egzersiz yapanlar, daha uzun telomerlere sahip oluyor.
Uyku Kalitesi
Zihin sağlığı söz konusuysa uyku kalitesi, kilit nokta. Bunun için uyku süresinden bağımsız olarak uyku yoksunluğunun ortadan kaldırılması gerekiyor. Zira nörotransmitterleri serbest bırakan uykusuzluk sonucunda vücutta stres ve gerginlik yaşanıyor. Bu fizyolojik olumsuzluk, hücre seviyesinde zarara yol açabiliyor. Dolayısıyla telomer uzunluğunu korumak için verimli bir uyku düzeni yaratmak gerekiyor.
Stres Yönetimi
Hücre yaşlanması ve telomer uzunluğu çalışmalarında özellikle yüksek stres düzeyine sahip gruplar inceleniyor çünkü hücre yıkımına sebep olan hormonlar, oksidatif stres nedeniyle salgılanıyor. Bu durumun daha fazla DNA hasarına ve dolayısıyla telomer kısalığına sebebiyet verdiği görülüyor. Günlük yaşamda stresörleri kontrol etmek mümkün olmasa da kişi stres tepkilerini fark edebiliyor. Bu farkındalık, daha sağlıklı fizyolojik tepkilerle stresin etkilerini azaltmayı sağlayabiliyor. Öz şefkat çalışmaları yapmak ve nefes egzersizlerinden faydalanmak, vücudun stres tepkisini ve telomer hasarını yavaşlatabiliyor.
Beş yıllık klinik gözlem ve araştırma sonucunda yaşam tarzını iyileştirilenlerin telomerlerinin %10 oranında uzadığı gözlemleniyor.
Bu sonuç gösteriyor ki basit adımlarla hayatınıza entegre edeceğiniz alışkanlıklarla yaşam sürenizi ve kalitesini değiştirebilirsiniz. Beden, zihin ve ruh bütünlüğüne önem vererek yapacağınız her sağlıklı seçim; hücre boyutunda şifa olarak size geri dönebilir. Kökten bir değişim için Ayurvedik yaşam biçimini tercih edebilir, meditasyon ve yoga pratiklerini günlük rutininize dahil edebilirsiniz.
Genç yaş almak için atacağınız her sağlıklı adımla telomerlerinizin daha uzun kalmasına yardımcı olabilirsiniz.