Yaş almak çok doğal bir süreç olsa da zihinsel ve fiziksel güçsüzleşmeyi beraberinde getirebilir. Bu fiziksel ve zihinsel değişimlerin ritmini belirlemek ise bizim elimizde. Yaşam rutinlerimizi iyileştirdiğimizde yaşlanmanın akışını da yavaşlatabilir, daha sağlıklı bir şekilde yaş alabiliriz. İyi ve güzel yaş almanın beden üzerindeki etkilerini ilk gözlemleyebileceğimiz yer ise tabii ki cildimiz. Genç görünen, aydınlık ve sağlıklı bir cilde sahip olmak istiyorsak işe onu tanıyarak başlamalıyız. Cilt, sahip olduğumuz en büyük organ ve diğer tüm organlarımız gibi kendini koruma refleksiyle yaşıyor. Bunu nasıl yapıyor dersiniz? Cilt bariyeri ile… Peki; cilt bariyeri nedir, nasıl güçlendirilir, bozulabilir mi, bozulduğu nasıl anlaşılır? Tüm bu soruların cevaplarına birlikte bakalım.
Cilt Bariyeri Nedir?
İçerisinde kan damarları, sinirler, yağ ve ter bezleri gibi pek çok unsur barındıran cilt; yapısı itibariyle birkaç katmandan oluşur. Epidermis, dermis ve hipodermis isimleriyle anılan bu katmanlar, bedeni örterek dışarıdan gelebilecek tüm olumsuzluklara karşı korur. Cilt aynı zamanda kendini de korumaya, sağlıklı kalmaya yönelik bir refleks barındırır. Bu görevi ise epidermisin en üst tabakası, yani cilt bariyeri üstlenir. Derinin en dışındaki koruyucu tabaka olarak tanımlayabileceğimiz cilt bariyerimiz, dışarıdan gelebilecek tüm alerjen ve bakterilere karşı direnç oluşturur. Vücuttan atılan su miktarını belirleyerek nem kaybını dengeler. Derinin daha alt tabakalarını da koruyup canlı tutar.
Cilt bariyeri, bu kadar önemli olmasına rağmen ince ve hassas bir yapıya sahip. Hatta göz çevresi gibi belirli bölgelerde daha da incelir. Gün boyu vücudumuzun maruz kaldığı soğuk hava, rüzgâr, ultraviyole ışınlar, bakteri ve virüsler gibi dış etkenler de ilk olarak cilt bariyerine temas ettiği için onu güçlendirmek, korumak neredeyse hayati bir önem taşır. Vücut için âdeta ön cephe savunması görevi gören bu bariyer bozulduğunda ise cildin sağlığını tamamen yitirmesi, yaşlanma belirtilerinin hızlanması ve bedenin savunmasız kalması kaçınılmaz olur.
Cilt Bariyerinin Bozulduğu Nasıl Anlaşılır?
Cilt bariyeri, bedenimizin en dışında olduğu için tüm dış etkenlerin de ilk muhatabı. Üstelik incecik ve hassas bir katman da olduğu için onu korumaya, güçlendirmeye yeterince özen göstermediğimizde bozulabilir. “Cilt bariyeri neden bozulur?” sorusunun pek çok cevabı var. Ultraviyole ışınlardan korunamamak, ani hava değişimleri gibi sebepler cildin doğal yapısına zarar verebilir. Cilde yeterli bakımın uygulanmaması, bakteri oluşumlarına ve nem kaybına zemin hazırlayabilir. Cilt bakımı için kullanılan ürün ve yöntemler de oldukça kritik. Cilt tipinize uygun ürünler kullanmadığınızda ya da deriyi aşındıran, yoran yöntemler denediğinizde epidermis gücünü kaybetmeye başlayabilir. Antibakteriyel ürünler çok sık kullanıldığında cildin mikrobiyolojik dengesini bozabilir. Tabii cildin içten nasıl beslenip desteklendiği de önemli.
Cilt, vücudun aynasıdır. Vücuttaki sistemlerde bir şeyler yolunda gitmediğinde bu, doğrudan cildinize yansıyabilir.
Yanlış beslenip bedenin toksik yükü artırıldığında, vücutta herhangi bir enflamasyon oluştuğunda, kan dolaşımı bozulduğunda cilt de sağlığını yitirme eğilimi gösterebilir.
Cilt bariyerinin bozulmasıyla bedenin savunması zayıflar ve bir refleks olarak epidermisteki hücre yenilenmesi hız kazanır. Bunun sonucunda ciltte kuruluk, kaşıntı ve pul pul dökülmeler başlar. Çatlaklar, renk eşitsizlikleri, aşırı hassasiyet de cilt bariyerinin bozulduğunun göstergesi olabilir. Cilt savunmasını kaybettiği için enfeksiyonlar, akneler oluşabilir. Tüm bunları daha ciddi semptomlardan önce vücudun verdiği bir alarm olarak görüp cildi onarmak gerekir. Aksi durumda çevresel toksinler ve patojenler cildin ilk katmanı olan epidermisten geçerek daha derinlere nüfuz edebilir. Kılcal damarlara ulaşıp kan dolaşımına karıştıklarında çeşitli sağlık problemleri yaratabilirler. Ayrıca cilt bariyerinin vücuttaki nem seviyesini dengeleme görevini yerine getirememesi de riskli olabilir. Bu yüzden ciltteki kuruluk ve kaşıntıları hafife almamalı, cilt bariyerini onarmalısınız. Peki, cilt bariyerini onarmak ve güçlendirmek için ne yapmalı?
Cilt Bariyeri Nasıl Güçlendirilir?
Cilt bariyerini korneosit adı verilen sert yapıdaki hücreler oluşturur. Korneositler, bünyelerinde yüksek oranda keratin ve doğal nemlendiriciler barındırır. Bu hücreleri bir araya gelerek bedenin etrafında duvar oluşturan birer tuğla gibi düşünebilirsiniz. Onları muhtemel olumsuzluklardan koruduğunuzda ve iyi beslediğinizde cilt bariyeriniz de daha güçlü ve sağlıklı olabilir. Aynı zamanda “Cilt bariyeri nasıl onarılır?” sorusunun da cevabı olan ve sizi daha güçlü, sağlıklı bir cilde kavuşturacak adımlara birlikte göz atalım.
Vücudunuzu Susuz Bırakmayın ve İyi Beslenin
Su sadece cilt için değil, vücuttaki tüm sistemlerin doğal işleyişi için hayati öneme sahip. Bedenin toksinlerden arındırılması, vücut ısısının dengelenmesi, oksijenin hücrelere taşınması, çeşitli vitamin ve minerallerin emilmesi gibi tüm işlemler için vücudun bolca suya ihtiyacı var. Tüm bu sistemlerin dengesi de cilt sağlığıyla doğrudan ilgili. Nemli bir cilt için yeterince su içmeyi ihmal etmeyin. Cildin nem seviyesini dengelemek için bulunduğunuz ortamların çok kuru olmamasına da özen göstermelisiniz. Yaşam alanlarınızın nem seviyesini dengelemek için buhar cihazlarından yardım alabilirsiniz.
Aynı şekilde beslenme alışkanlıklarımız da cilt sağlığımızı etkiler. Rafine şeker, tuz, alkol ve sağlıksız yağlar gibi pek çok besinin yaşlanmayı hızlandırıcı etkilerini göz önünde bulundurarak yeşil yapraklı sebzelere ve tahıllara yönelebilirsiniz. A, C, E vitaminleri ve çinko içeren besinler, bozuk cilt bariyerini onarıp güçlendirebilir. “Serbest radikaller ” denilen ve cilde zarar verebilen moleküllerle mücadele edebilmek için yumurta, balık, kırmızı et, çilek, ıspanak gibi koenzim Q10 yönünden zengin besinleri tercih edebilirsiniz. Vücudun yağ ihtiyacını ise sızma bitkisel yağlar ve kabuklu yemişler ile karşılayabilirsiniz. Cildi enflamasyon ve bakterilere karşı güçlendirmek için ise öğünlerinizde yoğurt, kefir ve sarımsağa yer verebilirsiniz.
Doğru Cilt Bakımı Çok Önemli
Cilt bariyerini onarmak ve güçlendirmek için kullanacağınız ürünleri seçmeden önce cilt tipinizi belirlemelisiniz. Çünkü her cilt tipinin sorunları ve ihtiyaçları aynı değil. Uyguladığınız ürünlerin cildinizin tüm beklentisini karşıladığından ve bunu doğru şekilde yaptığından emin olmalısınız. Çok sayıda ürünün kullanılması ve çok aşamalı bakım rutinleri de cilt bariyerinin direncini azaltabiliyor. Kullanacağınız ürünleri belirlerken bir dermatoloğa danışarak daha güvenli bir rutin oluşturabilirsiniz. Doğal cilt bakım rutinleri oluşturmak için bitkisel yağlardan faydalanabilirsiniz.
Doğru ürünleri seçmek kadar doğru sıralamayla uygulamak da önemli. Ürünleri doğru sırayla kullanmadığınızda yeterince verim alamadığınız gibi cilt problemleri de yaşayabilirsiniz. Sağlıklı bir cilt için gece ve gündüz şeklinde iki farklı rutin belirlemelisiniz. Yoğun bir günün sonunda uykuya hazırlanırken cildinizi mutlaka temizlemeli, gözeneklerinizi arındırmalı ve nemlendirmelisiniz. Gece ve gündüz rutinlerinde ürünleri şu sırayla kullanabilirsiniz:
- Gece rutininize cilt tipinize uygun, yağ bazlı bir makyaj temizleme ürünüyle başlayın.
- Yumuşak hareketlerle makyajınızı temizledikten sonra hafif bir temizleyici yardımıyla kalıntılardan da kurtulun.
- Haftada bir ya da iki kez uyguladığınız cilt maskesini bu aşamada kullanın.
- Ardından bir tonikle cilt temizliğini tamamlayın.
- Önce göz çevresi kreminizi, sonra cilt bakım serumunuzu uygulayın.
- Cilt problemlerinize yönelik bir ürün kullanacaksanız bu aşamada cildiniz ürünü çok daha iyi emecektir.
- Son olarak nemlendiricinizi uygulayıp dinlendirici bir uykuya geçebilirsiniz.
Sabah uyandığınızda cildiniz zaten temiz ve dinlenmiş olacağı için daha hafif bir rutin oluşturabilirsiniz.
- Cilt uykudayken de sebum ürettiği için gündüz rutininize hafif bir temizleme ürünüyle başlayın.
- Yine hafif bir tonikle cildinizi nemlendirip besleyin.
- Göz çevresi kreminizi ve cilt bakım serumunuzu uygulayın.
- Bölgesel bakım ürünleri kullanıyorsanız bu aşamada uygulayabilirsiniz.
- Son olarak nemlendiricinizi ve güneş kreminizi uygulayın.
Ayrıca kullandığınız el sabunu, duş jeli gibi ürünlerin cildinizin pH değerine uygun olmasına da dikkat edin. Ev temizliğinde organik ürünler kullanmaya çalışın, deterjanların cildinizle doğrudan temas etmemesi için mutlaka eldiven kullanın.
Zararlı Güneş Işınlarından Korunun
Cilt bariyeri onarma ve güçlendirmenin altın kurallarından biri de güneş ışınlarından korunmak. Yaz aylarında bronzlaşmak istediğinizde güneşlenme sürenizi yavaş yavaş artırırsanız cildiniz de koruyucu pigmentlerini yavaş yavaş artıracağı için sağlıklı bir bronzluk elde edebilirsiniz. Güneşe karşı koruyucu ürünlerin yaz aylarında kullanılması gerektiği düşünülse de aslında ultraviyole ışınlar dört mevsim ciltle temas hâlinde olduğu için her gün uygulamaya özen gösterin. Bu ürünlerin içeriklerinin temiz olduğundan, toksik maddeler içermediğinden emin olun.
Cildi güneşe karşı korumak için doğal bir ürün olan susam yağını da tercih edebilirsiniz. Susam yağının güneş ışınlarını %40 oranında önlediği ve 35 faktörlük bir koruma sağlayabildiğini unutmayın. Cilt bariyerini güneşten korumak için uygulayabileceğiniz bir diğer doğal ürün de aloe vera. Aloe verayı güneşlendikten hemen sonra uygulayarak cildinizi nemlendirebilir ve hassasiyetini azaltabilirsiniz. Ayrıca güneşe bolca maruz kaldığınız dönemlerde beta karoten içerikli besinlere yönelebilirsiniz. Havuç, ıspanak, kayısı ve tatlı patates gibi yiyeceklerde bolca bulunan beta karoten, cildin maruz kaldığı güneş ışınlarını soğurarak olumsuz etkilerini azaltabilir.
Ruh, Beden ve Zihnin Bir Bütün Olduğunu Unutmayın
Cildi en olumsuz etkileyen unsurlardan birinin de stres hormonu olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Çok yorulduğumuz, gerildiğimiz ve mental olarak aşağıya çekildiğimiz dönemlerde cildimizin yeterince sağlıklı görünmemesinin sebebi de bu. Bu dönemlerde biraz dinlenmek ve sakinleşmek cildimiz için de bir ihtiyaç hâline gelir. Ruh, beden ve zihnin birbirini tamamladığını, üçü arasındaki denge bozulduğunda tüm beden gibi cildin de etkilendiğini göz önünde bulundurarak birkaç destekleyici yönteme şans verebilirsiniz.
Bozulan cilt bariyerini onarmak istiyorsanız stresten arınmak için meditasyonu deneyebilirsiniz. Meditasyon sırasında yavaşlayan kalp atışları ve kan basıncı sayesinde stres seviyesi de düşer ve bu hormonun yıpratıcı etkilerinden kurtulabilirsiniz. Ayrıca meditasyon, DHEA hormonlarının artmasında da rol oynar ve bu hormonun azalmasına bağlı gelişen yaşlılık belirtilerine karşı da cilt bariyerini destekler. Cilt sağlığınızı korumak için deneyebileceğiniz uygulamalardan biri de yoga. Yoganın pranayama pratiklerinden biri olan kapalabhati ile nefes farkındalığınızı geliştirebilir, bu sayede kanınızdaki oksijen seviyesini artırabilirsiniz. Bu da bedenin toksinlerden arınmasına ve cilt bariyerinin güçlenmesine yardımcı olur. Günlük rutinlerinize sporu ve doğayla iç içe yapılan yürüyüşleri eklemek de cilt sağlığınız için oldukça faydalı olacaktır. Aktif yaşamla dengelenen kolesterol seviyesi, kan dolaşımınızı da dengeleyeceği için cilt bariyerinin güçlenmesine yardımcı olur. Sağlıklı cilt bariyeri için düzenli uyku da çok önemli. Her gece altı ila sekiz saat arası uyuyarak cildin dinlenme ve yenilenme sürecini destekleyebilirsiniz.