Her bireyin sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilmesi adına yol gösterici bir kılavuz olan Ayurveda, 5000 yıllık bir tarihe sahip ve Vedik kültüre ait bir yaşama sanatı.
Ayurveda; bütünsel bir şifa sistemi olarak bireylerin fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığını korumayı amaçlar.
Bütünsel olarak iyi ve dengede olma halinin ise doğadaki beş elementin insan bedeninde dengede olmasıyla gerçekleşeceğini vurgular. Kökeni Hindistan olan Ayurveda tıbbı, Dünya Sağlık Örgütü’nün tanıdığı 3 tıp sisteminden biri. Hastalıkların temel sebeplerini teşhis etmeyi ve bedenden tümüyle uzaklaştırmayı amaçlayan Ayurvedik tıp; bireylerin ömür boyu sağlıklı olabilmesi adına bütüncül tedavi yöntemleri uygular.
Ayurveda Nedir?
Bütünsel bir yaşama sanatı olan Ayurveda, tüm bireylerin her açıdan sağlıklı ve uzun bir yaşam sürdürebilmesine yardımcı olur. Bireyin doğayla senkronize bir şekilde hareket edebilmesine, zayıf ve güçlü yönlerine farkındalık geliştirebilmesine, zor durumlar içinde dengeyi koruyabilmesine ve şifa içinde bir yaşam sürmesine katkı sağlayan bir yerde durur. Ayurveda, yalnızca bitkilerin insan üzerindeki iyileştirici gücüne odaklanan bir öğreti değil. Günlük yaşam pratiklerinden beslenme düzenine, öz bakımdan stres yönetimine kadar birçok noktada yol gösterici bir öğreti. Bireyin şifasının ancak bütünsel bir yaklaşımla gerçekleşeceğine inanır ve yaşam boyu bilge bir kılavuz olarak bireylere eşlik eder.
Ayurveda; sadece bedende var olan hastalıkları iyileştirmeye odaklanmak yerine, koruyucu bir yaklaşımla yaşam boyu bütünsel bir iyilik dengesi oluşturmayı amaçlar.
İnsan bedeni, Ayurveda’nın gözünde holistik bir yapı ve daima bir sistemler bütünü. Her hastalığı 6 farklı aşamada inceler. Teşhis için 5. ya da 6. aşamayı bekleyen Batı tıbbının aksine ilk aşamalardayken dahi hastalığı teşhis etmeye çalışır ve teşhisten sonra bütünsel bir tedavi uygulayarak yaşam boyu iyi olma halini korur.
Ayurveda’nın temel ilkelerini özümsemek, onu daha iyi anlamak ve doğru bir biçimde uygulayabilmek için oldukça önemli. Bunun içinse doğa kanunlarını doğru yorumlamak ve bu kanunlara göre yaşamak gerekir.
Doğayı, uzayı, bütün evreni oluşturan beş element (ether, hava, su, toprak ve ateş); insan bedeninde de belli oranlarda ve mükemmel bir denge içerisinde bulunur. Elementlerin denge ya da dengesizlik hali, bireyin sağlıklı ya da hasta olma hali ile doğrudan ilişkili.
Bu sebeple Ayurveda; doğayı, elementleri ve elementlerin baskınlıkları sonucunda ortaya çıkan doshalara (bünye tiplerine) göre bir yaşam pratiği sürdürmeyi önemser.
Ayurveda beden tipleri (doshalar), doğada bulunan beş elementin insanlar üzerindeki etkileri ile oluşur.
Ether ve havanın birleşimiyle Vata, ateş ve suyun birleşimiyle Pitta, su ve toprağın birleşimiyle ise Kapha bünye tipi ortaya çıkar.
Her bünye tipi ise belli gunalar (nitelikler) gösterir. Üç dosha tipi de her bünyede bulunur ama mutlak bir denge içerisinde bir dosha daha baskın gelir ve bu denge, her bireyde farklı bir biçimde sağlandığı için bünyenin sahip olduğu nitelikler de değişkenlik gösterebilir.
Ayurveda Ne Demek?
Sanskritçe kökenli bir kelime olan Ayurveda, “ayur (hayat)” ve “veda (bilgi/bilim) sözcüklerini bir araya getiriyor. Uygulamaları ile bütünsel bir yaşama sanatı sunan Ayurveda, kelime anlamıyla da yaşam bilimi/bilgisi anlamını taşıyor. Adından da anlaşılacağı üzere yaşamın bilgisini okuyup özümseyebilmeyi ve doğayla bütün bir şekilde, bir denge içerisinde yaşamayı sağlayan şifalandırıcı bir sistem.
Ayurveda’nın Tarihi
Bir yaşam bilimi olan Ayurveda’nın tarihi, 5000 yıl öncesinde yazıldığı bilinen kutsal Hint yazıtları Vedalar’a dayanıyor. Ayurveda, dört Veda metninden sonuncusu olan Atharvaveda’da kök bulmuş. Bu metnin ardından Ayurveda’nın işlendiği başka metinler de yazılmaya devam etmiş. Bu kadim öğreti, nesilden nesile sözlü ve yazılı kaynaklarla aktarılmış olsa da İngiliz istilası döneminde “çağ dışı” bulunarak okul ve hastanelerinin kapanması sonucunda karanlık bir döneme girmiş. Ancak Hindistan’ın bağımsızlığını geri kazanmasıyla birlikte, her ne kadar istila döneminde Hint kültürü ve yazıtlarında çok fazla kayıp olduğu bilinse de, Ayurveda uygulayıcıları tarafından bütünsel bir yaşam bilimi olarak uygulanmaya ve yayılmaya devam etmiş. Yoga ve Ayurveda, özellikle 80’li yıllarda New Age hareketiyle birlikte Batı dünyasında yankı bulmaya başlamış. Batı’da açılan Ayurveda kolejlerinde Ayurveda uygulayıcıları yetişmeye ve onların aracılığıyla da Ayurvedik yaşam sanatı, dünyada uygulanmaya başlamış.
Ayurveda Nasıl Uygulanır?
Bir tıp sistemi olarak da bilinen Ayurveda, asla yalnızca hastalıkları şifalandırma maksadı taşımaz. Sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrını, ancak ve ancak zihin-fizik-ruh bütününde arar. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüğün ise doğayı izleyerek ve doğayla bir bütün halinde yaşayarak gerçekleşeceğini vurgular.
Doğayı oluşturan ve insanı da etkileyen beş elementin oluşturduğu bünye tiplerini tanıyarak size en uygun yaşam tarzını belirlemenize, bu sayede de bütüncül bir sağlığa kavuşup onu korumanıza yardımcı olur.
Ayurvedik yaşam tarzı, hayatın her alanını kapsar. Temelde önemli olan; bireyin baskın doshasını (beden/bünye tipini) öğrenmesi, dosha dengesine uygun bir yaşam pratiği geliştirmesi ve muhtemel denge bozukluklarını gözlemleyerek iyileşmeyi amaçlaması. Dolayısıyla sadece belli yöntemleri uygulamak, bütünsel bir yaşam sürdürebilmek için yeterli gelmeyebilir. Dosha dengesini sağlayabilmek için ruh, beden ve zihnin bir bütün olduğunun bilincine varmak ve tüm yaşam pratiklerini bu bütüne hizmet eder şekilde düzenlemek oldukça önemli.
Bireyin yaşam boyu doshasını dengede tutabilmek için baharat kullanımından yemek pişirme tekniğine kadar doshasına uygun bir beslenme tarzı oluşturması, nefes ve meditasyon tekniklerini uygulaması, aromaterapi ve masajdan faydalanması, günlük ve mevsimsel olarak rutinlerini dönüştürmesi, fiziksel aktiviteye zaman ayırması gerekir.
Ancak bu şekilde fizik, zihin ve ruh bütünlüğü sağlanarak dengede kalma amaçlanabilir.
Bu yola çıkarken ilk olarak baskın doshanızı öğrenip bünye tipinizi tanımalı ve kabul etmelisiniz. Ardından bütüncül sağlığınızda mevcut bir sorun varsa bunun size uygun Ayurvedik yaşam gerekliliklerinin hangisinin doğru uygulanamamasıyla ilgili olduğunu anlamaya çalışabilirsiniz. Doshanıza uygun yaşam tarzını belirleyip her alanda uygulamaya başladığınızda daha dengeli, sağlıklı ve huzurlu bir hayata kavuşabilirsiniz. Ayurvedik yaşama uygun, dosha dengesini sağlayıp koruyan önerilere geçebiliriz.
Güne Doshanıza Uygun Bakım Önerileri ile Başlayın
Ayurvedik bir yaşam sürerken güne dilinizi ve dişlerinizi temizleyerek, doshanıza uygun bir yağ ile oil pulling (yağ çekme) yaparak, neti pot ile sinüsleri boşaltarak, yoga ve meditasyona zaman ayırarak ve doshanıza uygun yağlarla bedeninize masaj yaparak başlayabilirsiniz. Zihninizi boşaltmanıza, ruhunuzu sakinleştirmenize ve bedeninizi dinlendirmenize imkân tanıyan bu bakım rutinleri sırasında masaj yağları, nemlendiriciler, aromaterapik yağlar, kuru fırça ve masaj eldivenleri gibi Ayurvedik ürünler arasından doshanıza uygun seçenekleri tercih edip kullanarak daha fazla verim alabilirsiniz.
Ayurvedik Beslenme Tarzlarını Benimseyin
Doshanızı belirledikten sonra hangi gıdaları nasıl tüketmeniz gerektiğini öğrenmeli ve beslenme programınızı buna göre revize etmelisiniz. Ayurveda diyeti; bünye tipine, yaşa, mevsimlere ve saatlere göre değişiklik gösterir. Bunun sebebi ise doğanın canlı bir varlık olarak sürekli değişmesi, kendini yenilemesi ve Ayurveda’yla yaşarken mümkün olduğunca doğanın bir parçası olabilmeniz.
Doshanız her ne olursa olsun, daima mevsiminde ve doğal gıdalarla beslenmelisiniz. Mevsimsel beslenmeyle birlikte doshanıza uygun tatlara, baharatlara ve pişirme yöntemlerine dikkat ederek beslenmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca beslenmenin yalnızca karın doyurmaktan ibaret olmadığını fark etmeli, gıdaya saygı duyarak ve lokmaları olabildiğince yavaş çiğneyerek gıdaların şifa getireceğini fark ederek yemeğinizi yemelisiniz.
Ayurvedik yaşamda gunalar kadar tatlar da çok önemli. Tuzlu, ekşi, buruk, tatlı, kekremsi ve acı tatların bünye üzerinde farklı etkileri var. Dolayısıyla doğru oranda alınmaları doshaların dengelenmesine de yardımcı olur. Kaphalar için acı, beslenmenin önemli bir parçası ve ekşi ya da tatlı gıdalar, beslenme seçeneklerinin dışında. Vatalar, beslenmelerinde ekşi ve tuzlu öğünlere yer verebilirken pittalar, tatlıyı da acıyı da tüketebiliyor. Ayurvedik beslenme düzeninin önemli bir parçası da Ayurveda detoksu ve yine bu detoks yöntemlerinden birini seçerken de baskın dosha tipinizi göz önünde bulundurmanız gerekiyor.
Yoga ve Ayurveda’nın İyileştirici Gücünü Fark Edin
Holistik Ayurveda bakış açısıyla bedensel aktiviteler, zihinsel ve ruhsal dinliği de beraberinde getiriyor. Dolayısıyla yaşınıza ve doshanıza uygun bir egzersiz pratiği belirlemeli, olabildiğince düzenli bir şekilde egzersiz yapmalısınız. Bu noktada bütünsel dengeyi sağlayabilmek adına meditasyon ve yogadan yararlanabilirsiniz. Çünkü yoga; bireyin bütünsel potansiyelini gerçekleştirebilmesi adına fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak pratik yürütebileceği bir alan sağlar. Yoga ve Ayurveda öğretilerinin birbirini beslemesinden hareketle doshanıza en uygun yoga akışları, nefes çalışmaları ve meditasyon uygulamalarına hayatınızda yer verebilirsiniz. Yoganın haricinde ses ve renk terapisi, aromaterapi ve masaj gibi şifalandırıcı uygulamaları da hayatınıza dahil ederek bütünsel sağlığı koruma ve dengede kalma amacınızı sürdürebilirsiniz.
Ayurveda tüm uygulamaları aracılığıyla kendinizle ve doğayla kurduğunuz ilişkiyi onarmaya ve sağlıklı ilişkiler kurmanıza yardımcı olur. Doğayla uyumlanan birey, fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak bütün olmayı ve dengede kalmayı başarır. Yaşamın bilgisini çözer ve sağlıklı, uzun ve huzurlu bir yaşam sürdürmenin tadını çıkartır.